Farklı birçok milletin mutfağında yer bulan baklavanın tarihi çok belirli olmasa da bulunan kanıtlardan yola çıkılarak Orta Asya Türk kökenli bir tatlı olduğunu söyleyebiliriz. Zaman içerisinde de Topkapı Sarayı’ndaki halini almıştır. Yunanlı bir usta birçok farklı Yunan tatlısına baklava adını vermiş ve baklavayı sahiplenmiştir. Fakat başka bir Yunanlı usta bu tatlıların baklava olmadığını, içinde hamur barındırmadığını söyleyerek duruma açıklık getirmiştir. Bu tatlılar fındık ve bal karışımından yapılıyormuş, bugünkü pestil ve helvaya benziyormuş. Osmanlı döneminde, her yıl Ramazan ayının 15’inde Osmanlı sultanları yeniçerilere tepsi tepsi baklava sunarlarmış. Buna “Baklava alayı” denirmiş.
Günümüzde baklavayla nam salmış olan şehrimiz Gaziantep’tir. İç malzemesi yöreden yöreye değişen baklavada Gaziantep yöresi antep fıstığı, Karadeniz yöresi fındık, İç Anadolu yöresi ceviz, Ege badem, Edirne ve Trakya ise susam kullanır. Ülkemizde yoğun olarak sevilen antep fıstıklı baklava olsa da çoğu zaman cevizlisi de tercih edilir. Sade servis edilebildiği gibi kaymak ve dondurma ile de servis edilebilir. Yufkalarının ince açılmış olması, iç harcının bol olması ve şerbetinin tam kıvamında olması baklavanın kalitesini belirleyen unsurlardır.
İçerikler